Ana içeriğe atla

Oo Onu Unutun, O Yeni Anne...

Aslında kafamda 2 konu vardı bu gece yazmak için ama birazdan aşağıda okuyacaklarınız ağır bastı ve Budapeşte tatilimizi yazmayı daha sonraki postlara bıraktım…

Gelelim bugünkü mevzuya hatta bir an önce gelelim çünkü bugünkü mevzu derin. Bugünkü mevzu arkadaşlarınızın gözündeki doğumdan önceki siz ve doğumdan sonraki siz. Şu ara kimse sizi aramıyorsa dönün bi bakın bakalım; anne olmuş olabilir misiniz? :) 

Hamile kalmadan önce plan yapalım mı diye aranan, davet edilen en azından "Selin gelebilir" diye düşünülen bir kişiydim. Zorlu bir hamilelik sürecindeyken, kimseyle plan yapmayıp, işten ayrılp evde yatmaya başlamışken, arayanlar gittikçe azalıyor haliyle. Zaten o durumdayken de, insanın canı dışarı çıkmak istemiyor, istese bile çıkamıyor, dolayısıyla o noktada bir sorun yok. 

Ama ya doğum sonrası? Doğum sonrasında yavaş yavaş eski halinize dönmeye başladıktan sonra, artık bebeğinizi güvendiğiniz birine emanet edip, en azından 2 saatlik bir yemeğe çıkıp sosyalleşmek istediğinizde, bir de bakıyorsunuz ki kimse sizi aramıyor, plan yapan hep sizsiniz… 
Aaaa kimse kalmamış çevrenizde :) Yani aslında varlar, var gibi gözüküyorlar ama bir şekilde de yoklar. Sanki onlar bu yolda çoktan ilerlemişler de sanki siz yerinizde saymışsınız gibi hissediyorsunuz veya tam tersi siz bir yerlere savrulmuşsunuz, ilerlemişsiniz, onlar geride biryerlerde kalmış. 
Anlatmaya çalışıyorsunuz ilk başta; eski siz olduğunuzu, yalnız dışarı çıkabileceğinizi, planlara dahil olabileceğinizi anlatıp duruyorsunuz ama işte dediğim gibi kimisi sizi duymak için orada ama kimisi zaten sizi duyamayacağı kadar uzağa gitmiş sizden.

Aslında siz hala eski sizsiniz ama insanların gözünde artık bir annesiniz ve hiç sosyalleşemezsiniz çünkü muhakkak ya emziriyorsunuzdur, ya da bebeği uyutuyorsunuzdur… Belki de birlikte dışarı çıktığınızda sürekli bebeğinizden bahsedeceğinizi düşünüyorlardır kim bilir :) Belki gerçekten bahsedeceksiniz de, ama bebekli veya değil, siz sizsiniz hala değil mi? Dost dediklerimizin de bizi olduğumuz gibi kabul etmeleri gerekmiyor mu?

Kafam karışık anlayacağınız. 
Yani, anne olma eşiğinizden bazı dostlarınız geçebiliyor, bazısı ise geçemiyor. 
En azından ben böyle yaşadım, halen de yaşıyorum, bu noktada eşikte kalan tüm dostlarıma selam yolluyorum ✋

Sizin hikayenizi çok merak ediyorum, benimle paylaşır mısınız? Bu süreci benim gibi yaşayan var mı?




Foto: http://muthamagazine.com/2016/02/rebel-from-birth-comics-by-lucy-scott/

Yorumlar

Tulosh dedi ki…
Canıımmm ben biliyorum anneyle bebişin ayrıyken hissettiklerini o yüzden hiç kıyamam. Havalar ısısınca açık havada çoluk çocuk hepbirlikte buluşalım.
yeliz dedi ki…
Evetttt selincim:)Davet edilmedigin gibi misafir olarak da gelmeyebiliyorlar ki disari cikamadigin donemlerde afakanlar da gelmişken sohbete gelinsin istiyorsun. Olsundu anne filan olunca onlar da anlarlardı;)
Chilek dedi ki…
Gel kuzum sen atla buralara kaç ya da ben gelip seni kaçırayım. Anne olmakla sosyalleşmenin ne ilgisi var? Benim kardeşimde de var aynı durum. Sürekli o plan program yapıyor. O yüzden çok iyi anlıyorum seni Selincim.
Selin Ergeçer dedi ki…
Tülaycım, ne güzel olur gerçekten buluşalım, bu da ayrı bir keyif çünkü :)
Selin Ergeçer dedi ki…
Yeliz, çok haklısın bahane hep aynı, kesin çocuk uyuyordur ;) Evet bir gün anlayacaklar nasıl olsa yani umarım… ;)
Selin Ergeçer dedi ki…
Chilek, işte hep başına gelen anlıyor biliyor zaten Nihancım ya… Ne güzel olur, keşke gelsen, birlikte bişiler yapsak, ne güzel olur :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Alexandroupoli - Aya Yorgi Beach

Siz de tatilde bizim gibi farklı bir ülkeye gitmek istiyor fakat bebeğiniz yüzünden çok da uzun yolu gözünüz kesmiyorsa, bizim gibi komşuya gidebilirsiniz :) Alexandroupoli, İstanbul'a çok yakın olması için bile tercih edilebilecek bir tatil bölgesi. Arabayla, Levent'ten yola çıkıp sınırda çok fazla oyalanmadan gidildiğinde 4-5 saat mesafede. Özellikle araba ve bebekle tatil bölgesi arayanlar için güzel bir alternatif olabilir:) Biz bayramın ilk günü yola çıktık. İpsala Sınır kapısından geçtik ve otelimize yani Alexander Beach&Spa Hotel'e ulaştık. Otelimizin odası çok genişti ve önünde bize özel minik bir bahçesi vardı. Bizim gibi sessizlikten hoşlanıyorsanız size uygun ancak sessizlikten ziyade animasyon ve aksiyon arıyorsanız bu otelin aktiviteleri size az gelebilir. Kahvaltısı açıkbüfe. Tabii ki gittiğiniz mevsimle alakalı ama eğer siz de benim gibi kapalı mekanlara sığmaya çalışmak yerine temiz havayı tercih edenlerdenseniz, havuz kenarında yapılan bu kahvatı size

Alexandroupoli - Nisiotiko

Alexandroupoli bir yemek cenneti daha doğrusu deniz ürünü sevenler için bir cennet. Biz, tatilimizin ilk gecesi gittiğimiz Nisiotiko'yu o kadar çok sevdik, yemeklerini o kadar lezzetli bulduk ki, her gece farklı bir yere gitme düşüncemizden vaz geçerek son gecemizde yine Nisiotiko'ya gittik :) Kalamar tava, midye tava, zeytinyağlı yaprak sarma, Mastelo Peyniri ızgarası, kabak tava, karides güveç, ahtapot ızgara ve artık bir klasik haline gelen Peynirli Greek Salata özellikle önereceğim ve mutlaka tadına bakmalısınız diyeceğim lezzetlerden bir kaçı. Biz ilk gün karidesin sarmısaklı ve acılı halini yesek de favorimiz, 2.gece yediğimiz karides güveç oldu. Bence daha lezzetliydi. Kalamar tava ve midye tava ise çıtır çıtırdı. Bir kere midye tava, burada yemeye alışık olduğumuz midye tavadan daha farklı. Daha küçük olduğu için sanki daha az yağ çekmiş gibiydi. Kalamarlar ise genelde Türkiye'de -en iyi restaurantlarda bile - yediğinizde büyük ve daha lastik gibi olurken,

Alexandroupoli - Aya Yorgi Tavernası

Aya Yorgi'den daha önce bahsetmiştim; gündüz denize girebileceğiniz, akşam da yemek yiyebileceğiniz bir mekan olduğunu daha önceki bir yazımda anlatmıştım.  Hakkını vermek gerekir ki Aya Yorgi'nin manzarası muhteşem.  Bu manzarada yemek yemenin nasıl keyifli olacağını tahmin edebiliyorsunuz değil mi? Benim tavsiyem hava kararmadan gidip, güneşi orada batırmanız. Böylece bu muhteşem manzarayı yakalayabilirsiniz.  Gelelim yemeklerine; Aya Yorgi'nin yemek çeşitleri de en az Nisiotiko kadar çok ama biz Nisiotiko'nun yemeklerini bir çıt daha fazla beğendik. Yani Aya Yorgi kötü mü? Hayır hiç değil hatta biri sorsa mutlaka gidin derim ama dediğim gibi sadece birini tercih edecekseniz Nisiotiko daha lezzetli gibi geldi bize. Burada yine kalamar tava, mide tava, Mastelo Izgara mutlaka denemeniz gereken lezzetlerden birkaçı. Buradaki Peynirli Yunan Salatasında kullanılan peynir biraz daha farklı, daha yumuşak olduğundan bir süre sonra krema gibi salatayı kaplıyor. Köt