Ana içeriğe atla

Annelik Deliliği :)

Geçen sene bu zamanlar, Araslı hayatımız bir şekilde başlamıştı aslında ama Aras hala o zamanlar benimle birlikte yaşadığı için, bebekli hayatın ne demek olduğunu hiç bilmiyor hatta hayal bile edemiyorduk :) Çocuklu, bebekli arkadaşlarımızı anladığımızı düşünüyorduk gerçekten de anladığımızı sanıyorduk ama aslında hiç anlamıyormuşuz, ne kadar bilmiyormuşuz :) 

Bambaşka birşeymiş. Herşeyi uçlarda yaşadığınız bir dönemmiş bir kere. Sevgiyi, aşkı, yorgunluğu, uykusuzluğu, açlığı, endişeyi, huzuru uçlarda yaşadık biz. Belki hala yaşıyoruz diyeceğim ama hadi itiraf edeyim, çoğul konuşmayayım, ben yaşıyorum. Hala uçlarda yaşıyorum. Yorgunluğun dibine vuruyorum, bacaklarımdan kanın çekildiğini hissediyorum ama öğlen uykusuna uyuturken o minicik elleriyle elimi bir tutuyor, işte o an sanki bulutların üzerinde uçuyorum,kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyorum.

Şimdi bunu okuyanlardan bazılarınız "aman canım abartıyor" diyecek veya "buldumcuk olmuş bu" diyecek, "normal değil" diyecek. Ama gerçekten böyle. Benim için annelik, böyle bir delilikmiş işte. 

Hiç mi bunalmıyorum, eski hayatımı özlemiyor muyum? Deli gibi özlüyorum, bazen düşünüyorum da tek başıma sinemaya giderdim ben, bir dergi alıp bir cafede kahvemle içerdim ben, uzuuun uzun yemek yapardım mutfakta şölen gibi, işe giderdim ben bir işim vardı :) Özlüyorum, ellerimin manikürlü halini özlüyorum, başıma buyruk hareket edebilmeyi özlüyorum ama bu öyle bir sevgi ki öyle bir aşk ki, bütün özlemleri siliyor işte bir gülüşle, siliyor bir elimi tutuşla. 




Bazen bu aşkla ne yapacağımı bilmiyorum, nereye sığdırayım bilmiyorum bazen kalbime çok fazla geliyor, ben deliririm bu aşkla diyorum :) 
Ve eski "ben"i hatırlıyorum; bir insan gerçekten bebeğini bu kadar sevebilir mi diye düşündüğüm "ben"den utanıyorum şimdi. Ne kadar sığ, ne kadar aptal, ne kadar cahil bir düşünceymiş şimdi anlıyorum :) Severmiş insan bebeğini çok severmiş hem de… Dünya bir yana, o bir yana dermiş, üzerine bakınca gözleri dolarmış :) 

Acıbadem Maslak Hastanesi, doğum sonrasında Aras için özel olarak yapılmış bir defter hediye etmişti bize taburcu olurken. Ve ben o defterin ilk sayfasına yazmışım daha o ilk gün; BEN SANKİ BEN DEĞİLİM, GÖZÜM BİR ŞEY GÖRMEZ OLDU :)


Bu öyle bir delilik hali ki, Allahım isteyen herkese bu duyguyu yaşatsın, bu deliliği yaşatsın :)

Gelelim sadede; öğlen öğlen bana tüm bunları ne mi yazdırdı? Uykuya dalarken elimi tutan o minicik parmaklar bana tüm bunları yazdırdı işte, az kaldı şair de olurum yakında :))

İçimden geçti bunlar bir kere, sizlerle paylaşmayacağım da kiminle paylaşacağım :)
Eh yukarıda yazdığım cümleden de anlayacağınız gibi Aras öğlen uykusunda, hadi ben dinleneyim televizyon seyredeyim biraz,eski günlerdeki gibi :))










Yorumlar

Adsız dedi ki…
Selinim okurken aglattin beni 😘ne kadar guzel ifade etmissin duygularini. Su an gozumden yaslar akiyor. Ikinizi de coookk seviyorum 😘😘

Bu blogdaki popüler yayınlar

Alexandroupoli - Aya Yorgi Beach

Siz de tatilde bizim gibi farklı bir ülkeye gitmek istiyor fakat bebeğiniz yüzünden çok da uzun yolu gözünüz kesmiyorsa, bizim gibi komşuya gidebilirsiniz :) Alexandroupoli, İstanbul'a çok yakın olması için bile tercih edilebilecek bir tatil bölgesi. Arabayla, Levent'ten yola çıkıp sınırda çok fazla oyalanmadan gidildiğinde 4-5 saat mesafede. Özellikle araba ve bebekle tatil bölgesi arayanlar için güzel bir alternatif olabilir:) Biz bayramın ilk günü yola çıktık. İpsala Sınır kapısından geçtik ve otelimize yani Alexander Beach&Spa Hotel'e ulaştık. Otelimizin odası çok genişti ve önünde bize özel minik bir bahçesi vardı. Bizim gibi sessizlikten hoşlanıyorsanız size uygun ancak sessizlikten ziyade animasyon ve aksiyon arıyorsanız bu otelin aktiviteleri size az gelebilir. Kahvaltısı açıkbüfe. Tabii ki gittiğiniz mevsimle alakalı ama eğer siz de benim gibi kapalı mekanlara sığmaya çalışmak yerine temiz havayı tercih edenlerdenseniz, havuz kenarında yapılan bu kahvatı size

Alexandroupoli - Nisiotiko

Alexandroupoli bir yemek cenneti daha doğrusu deniz ürünü sevenler için bir cennet. Biz, tatilimizin ilk gecesi gittiğimiz Nisiotiko'yu o kadar çok sevdik, yemeklerini o kadar lezzetli bulduk ki, her gece farklı bir yere gitme düşüncemizden vaz geçerek son gecemizde yine Nisiotiko'ya gittik :) Kalamar tava, midye tava, zeytinyağlı yaprak sarma, Mastelo Peyniri ızgarası, kabak tava, karides güveç, ahtapot ızgara ve artık bir klasik haline gelen Peynirli Greek Salata özellikle önereceğim ve mutlaka tadına bakmalısınız diyeceğim lezzetlerden bir kaçı. Biz ilk gün karidesin sarmısaklı ve acılı halini yesek de favorimiz, 2.gece yediğimiz karides güveç oldu. Bence daha lezzetliydi. Kalamar tava ve midye tava ise çıtır çıtırdı. Bir kere midye tava, burada yemeye alışık olduğumuz midye tavadan daha farklı. Daha küçük olduğu için sanki daha az yağ çekmiş gibiydi. Kalamarlar ise genelde Türkiye'de -en iyi restaurantlarda bile - yediğinizde büyük ve daha lastik gibi olurken,

Alexandroupoli - Aya Yorgi Tavernası

Aya Yorgi'den daha önce bahsetmiştim; gündüz denize girebileceğiniz, akşam da yemek yiyebileceğiniz bir mekan olduğunu daha önceki bir yazımda anlatmıştım.  Hakkını vermek gerekir ki Aya Yorgi'nin manzarası muhteşem.  Bu manzarada yemek yemenin nasıl keyifli olacağını tahmin edebiliyorsunuz değil mi? Benim tavsiyem hava kararmadan gidip, güneşi orada batırmanız. Böylece bu muhteşem manzarayı yakalayabilirsiniz.  Gelelim yemeklerine; Aya Yorgi'nin yemek çeşitleri de en az Nisiotiko kadar çok ama biz Nisiotiko'nun yemeklerini bir çıt daha fazla beğendik. Yani Aya Yorgi kötü mü? Hayır hiç değil hatta biri sorsa mutlaka gidin derim ama dediğim gibi sadece birini tercih edecekseniz Nisiotiko daha lezzetli gibi geldi bize. Burada yine kalamar tava, mide tava, Mastelo Izgara mutlaka denemeniz gereken lezzetlerden birkaçı. Buradaki Peynirli Yunan Salatasında kullanılan peynir biraz daha farklı, daha yumuşak olduğundan bir süre sonra krema gibi salatayı kaplıyor. Köt