Ana içeriğe atla

14 Aylık Bebekle New York City Tatili :)

Herkesin en merak ettiğini baştan yazayım; çook güzel geçti, hiç korktuğum gibi olmadı özellikle uçak yolculuğum neredeyse bu kadar gittiğim tatillerin içinde en kolay geçeni oldu diyebilirim.
O halde baştan başlayayım :)

Uçak;
10 saat bir bebekle uçmak hele de daha önce hiç uçağa binmemiş bir bebekle uçmak epeyi riskliydi. Business uçaçak olmak beni biraz rahatlatıyordu elbette ama yine de 10 saat Arasla uçmak kolay iş değildi :) Bu yüzden önceden bir uçak kiti hazırladık kendimize. Aras'ın en sevdiği oyuncaklar, kitaplar, boya kalemleri, oyun hamurları… aklımıza ne geldiyse aldık yanımıza :) Bunlardan kaçını mı kullandık? Belki %20sini… Çünkü gerek kalmadı. Uçakta yürüdük, oynadık, uyuduk derken vakit çabucak geçti.
Uçak için önemli bir detay; uçakta yiyecek. Çağrı merkezini arayıp özellikle bebek için özel yiyecek istememe ve sonra tekrar arayıp kontrol etmeme rağmen, uçarken öğrendik ki bebek için özel mama yüklenmemiş uçağa. Neyse ki ben uçak için yeteri kadar mama almıştım yanıma. Evet uçağa, bebeğinize yetecek kadar mama almanıza izin veriyorlar. Gerçi uçaktaki yoğurt, meyve vs de işinize yarayabilir.

NY'a girerken daha önce okuduğum yazılarda, bebekli insanları öne aldıklarını okumuştum. Ben böyle birşey yaşamadım, herkesle aynı sıraya girip bekledik.

Şehirde Gezerken;
NY'da gezerken yaşayacaklarınız tamamen bebeğinizin huyuna kalmış. Ben Aras'ı pusete oturtma konusunda zorlandım. Öğlene kadar iyiydi ama öğleden sonraları kesinlikle o pusete oturmadı. O kadar çok ağlıyordu ki dayanamayıp hemen kucağıma alıyordum. Macy's, DSW, Century 21 veya Brooklyn, 5th Av, Woodbury Common, artık aklınıza neresi geliyorsa Aras kucağımda gezdim :)
Dediğim gibi bu kısmı bebeğinizin huyuna kalmış.
NYC'de çoğu restaurantlar puseti masaların olduğu alana almıyorlar. Kapının yanındaki alana bırakmanızı istiyorlar. Bu biraz sıkıntı yaratabilir. Örneğin bir öğlen için, Loeb Boat House'a rezervasyon yaptırmıştık ancak biz daha mekana varamadan Aras pusette uyudu. Bizi masaya yönlendirecek kişi, puseti alamayız,size bilgi verilmiş olmalı bu konuda dedi. Evet bilgim var fakat bebek gördüğünüz gibi pusette uyuyor, ne yapabilirim dedim. Uzun diyaloglar sonrasında puseti masamızın yanına almamıza izin verdiler neyse ki. Bu kısım biraz sıkıntı yaratabilir.

Ulaşım;
Şehirde gezmeye başlamadan önce, Aras ile metro zor olacak sanmıştık. Taksiyle gitmek daha mantıklı gelmişti ancak pratik, teoriden farklı oluyor :) Gezerken gördük ki, taksi durdurduğumuzda Aras'ın pusetinin altındakileri toparlamak, Arası kaldırmak, puseti katlamak vs çok daha zor ve meşakkatli. Halbuki metroyla giderken asansörle puseti aşağıya indirip, metroya Aras'ı pusetiyle birlikte bindirmek çok daha kolay ve pratik oldu bizim için.

Önemli noktalardan ipuçları vermeye devam edeyim; Biz İstanbul'da her tuvalette bebek alt değiştirme ünitesi olmasına çok alışmışız. Fakat NY'da bu yok. Çoğu tuvalette bebek ünitesi maalesef yok. Bu durumda kilot bezler çok işinize yarayacaktır çünkü çoğu tuvalette ayakta bez değiştirdik. (Gerçi biz gittiğimizde yazdı, Aras'a sadece body giydiriyordum, şort-pantalon vs giymediği için kilot bez kolay oldu. Şimdi düşünüyorum da kilot bez için her seferinde pantolonu çıkarmak da epeyi zahmetli olurdu). Bir detay daha; alt açma bezleri... nasıl olsa her yerde bulurum diye düşündüğümden sadece 1 paket götürmüştüm ama hiç bir markette bulamadım. Sadece BuyBuy Baby mağazasında vardı. (Bu arada bebeği olanlar mutlaka ama mutlaka bu mağazayı gezmeliler) Bu bezlerden yanınza almanızda fayda var.
Bu arada Soho'da gezerken, Bloomingdales'in tuvaletindeki bebek ünitesini çok kullandık, çok işimize yaradı çünkü şehir gezmelerinde alt değiştirecek tuvalet bulmak zordur. Aklınızda olsun ;)

Mama Sandalyesi;
Çoğu yerde var. İşimizi çok kolaylaştırdı çünkü Aras kucağımızda kesinlikle oturan bir çocuk değil ama mama sandalyesinde birşeyler yerken birkaç dakika da olsa durabiliyor. Bu noktada çok önemli ve işe yarar bir ipucu paylaşmak istiyorum. Ebebek'lerde satılan tek kullanımlık minik örtüler var. Masaya veya mama sandalyesine yapışıyor. Bebek kuvvetiyle çıkaramıyor ama siz işiniz bittiğinde çıkarıp atıyorsunuz. Bence hayat kurtarıyor, hiyjen açısından olmazsa olmaz.
Bu arada Macy's de daha önce hep Starbucks'da otururduk ancak starbucksda mama sandalyesi yok. Bu yüzden 8.kattaki Au Bon Pain'i mesken tuttuk çok işimize yaradı.

Yiyecek-İçecek;
Doktorumuz, Aras'ın her eti yemesine izin vermedi. Organik olsun istedi ama organik bulmak zor olunca et hiç yediremedim. Genelde balık yedirdik, bol meyve, kuruyemiş, yoğurt ve mac and cheese makarna kurtarıcımız oldu. Bir de Gerber Mama-Meyve püreleri çok işimize yaradı. Zaten adım başı Duane Reade veya CV's olduğu için yiyecek kısmında işiniz pek de zor değil.

Ve ve ve tabii ki bir bebeğin en seveceği yer; Central Park :))
Alın bir piknik örtüsü yanınıza,alın sizin ve bebeğinizin sevdiği yiyecekleri, birkaç oyuncak, top vs derken, bebeğiniz rahatça koşup oynasın, siz de biraz dinlenmenin keyfini çıkartın ;) 


Şimdilik aklıma gelenler bunlar. 
Aklıma geldikçe yazacağım fakat siz de aklınıza takılan bir konu olduğunda mutlaka iletişime geçin olur mu?

Keyifli günler :)



















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Alexandroupoli - Aya Yorgi Beach

Siz de tatilde bizim gibi farklı bir ülkeye gitmek istiyor fakat bebeğiniz yüzünden çok da uzun yolu gözünüz kesmiyorsa, bizim gibi komşuya gidebilirsiniz :) Alexandroupoli, İstanbul'a çok yakın olması için bile tercih edilebilecek bir tatil bölgesi. Arabayla, Levent'ten yola çıkıp sınırda çok fazla oyalanmadan gidildiğinde 4-5 saat mesafede. Özellikle araba ve bebekle tatil bölgesi arayanlar için güzel bir alternatif olabilir:) Biz bayramın ilk günü yola çıktık. İpsala Sınır kapısından geçtik ve otelimize yani Alexander Beach&Spa Hotel'e ulaştık. Otelimizin odası çok genişti ve önünde bize özel minik bir bahçesi vardı. Bizim gibi sessizlikten hoşlanıyorsanız size uygun ancak sessizlikten ziyade animasyon ve aksiyon arıyorsanız bu otelin aktiviteleri size az gelebilir. Kahvaltısı açıkbüfe. Tabii ki gittiğiniz mevsimle alakalı ama eğer siz de benim gibi kapalı mekanlara sığmaya çalışmak yerine temiz havayı tercih edenlerdenseniz, havuz kenarında yapılan bu kahvatı size

Alexandroupoli - Nisiotiko

Alexandroupoli bir yemek cenneti daha doğrusu deniz ürünü sevenler için bir cennet. Biz, tatilimizin ilk gecesi gittiğimiz Nisiotiko'yu o kadar çok sevdik, yemeklerini o kadar lezzetli bulduk ki, her gece farklı bir yere gitme düşüncemizden vaz geçerek son gecemizde yine Nisiotiko'ya gittik :) Kalamar tava, midye tava, zeytinyağlı yaprak sarma, Mastelo Peyniri ızgarası, kabak tava, karides güveç, ahtapot ızgara ve artık bir klasik haline gelen Peynirli Greek Salata özellikle önereceğim ve mutlaka tadına bakmalısınız diyeceğim lezzetlerden bir kaçı. Biz ilk gün karidesin sarmısaklı ve acılı halini yesek de favorimiz, 2.gece yediğimiz karides güveç oldu. Bence daha lezzetliydi. Kalamar tava ve midye tava ise çıtır çıtırdı. Bir kere midye tava, burada yemeye alışık olduğumuz midye tavadan daha farklı. Daha küçük olduğu için sanki daha az yağ çekmiş gibiydi. Kalamarlar ise genelde Türkiye'de -en iyi restaurantlarda bile - yediğinizde büyük ve daha lastik gibi olurken,

Alexandroupoli - Aya Yorgi Tavernası

Aya Yorgi'den daha önce bahsetmiştim; gündüz denize girebileceğiniz, akşam da yemek yiyebileceğiniz bir mekan olduğunu daha önceki bir yazımda anlatmıştım.  Hakkını vermek gerekir ki Aya Yorgi'nin manzarası muhteşem.  Bu manzarada yemek yemenin nasıl keyifli olacağını tahmin edebiliyorsunuz değil mi? Benim tavsiyem hava kararmadan gidip, güneşi orada batırmanız. Böylece bu muhteşem manzarayı yakalayabilirsiniz.  Gelelim yemeklerine; Aya Yorgi'nin yemek çeşitleri de en az Nisiotiko kadar çok ama biz Nisiotiko'nun yemeklerini bir çıt daha fazla beğendik. Yani Aya Yorgi kötü mü? Hayır hiç değil hatta biri sorsa mutlaka gidin derim ama dediğim gibi sadece birini tercih edecekseniz Nisiotiko daha lezzetli gibi geldi bize. Burada yine kalamar tava, mide tava, Mastelo Izgara mutlaka denemeniz gereken lezzetlerden birkaçı. Buradaki Peynirli Yunan Salatasında kullanılan peynir biraz daha farklı, daha yumuşak olduğundan bir süre sonra krema gibi salatayı kaplıyor. Köt